Köpeğin Anatomisi

Köpeğin vücut organları ve sistemi, pek çok hayvan gibi, mucize denebilecek ilişkileriyle, kendine has görevini yaparken, köpeğin “ödevlerini yerine getiren” yaşam düzenini idame ettirir. Çok geniş bir alan olan anatomide biz sadece hayvanın hareketlerini, görüşlerini, işitme, koklama, solunum, yeme ve sindirim işlevlerini ele alacak onun yapısıyla fonksiyonlarını anlamaya çalışacağız. Yabani yaşamından bu yana geçirdiği evrimlere rağmen, köpek bugün et yiyen hayvan olarak hayatını sürdürmektedir. Hızlı koşup, avını yakalayacak biçimde yaratılmıştır. İşitme, koklama duyguları şaşılacak biçimde gelişmiştir; insandan çok üstündür.

Köpekler çok çeşitli biçim ve büyüklükte olabilir. Fakat genelde bu hayvanlar et yiyen hayvanlardandır ve organları, yapısı buna göre düzenlenmiştir. Köpek avını kandırmak, yakalayıp öldürmek ve yemek durumundadır hep. Etle beslenir, iri köpek dişleri eti parçalayabilir. Köpeğin bu niteliğinde, kedilerde olduğu gibi herhangi bir incelme, arınma söz konusu değildir. Köpeğin birkaç azı dişi çiğneyip öğütmeye olanak verir. Oysa evcil kedinin azı dişleri azalmış olup, çiğneyip öğütme yeteneği zayıftır.

Dişleri gelişme gösterse de, hayvanın iskelet yapısı et yiyen niteliğinde hiçbir gelişme göstermemiş, ilkelliğini korumuştur. Köpekler ot yiyen türe benzemeye yönelememişlerdir; ayak parmaklarını azaltıp, tırnağa dönüştürememişlerdir. Köpek haşin olmak zorundadır, hızlı hareket etmelidir, pençelerini kalkan gibi kendini savunmada kullanmak mecburiyetindedir. Yabani et yiyenler atiktirler; atılmak durumundadırlar, hızlı koşarlarken toparlanmaya pek müsait değillerdir.

Yıllar yılı köpeklerin ıslahı çalışmaları, bunların anatomik yapılarında bir takım değişmeler meydana getirebilmiştir, temel yapıları az çok değiştirilebilmiştir. Bireysel yapı kalıbı Avcılık niteliği ve kalıbıyla köpek ani çıkış ve atılımı gerektirir; “Cheetah” türü gibi köpeklerin sırf koşuya yönelik yapılarının ıslahına gerek vardır. Köpekler koşu ve avlanma durumunda birbirlerinden farklı hareket edebilirler. Ayrıca yabani tür köpeğin dayanma gücü ve uzun yola direnci çok üstündür.

anatomi_2.jpg

Doğal ve yapay “seleksiyon”
Yabanilerde, belirli bir tür için istenen fiziksel özellik uzun süre yararlı görülmüşse, o hayvanın özelliğinin evcil nesillerde sürdürülmesi iyi sonuç verir. Charles Darvin, bu fikri öne sürmüş ve adına Doğal seleksiyon (ayırım) demiştir. Darvin bu kuramları, Galapagos adalarındaki gözlemlerinde ispinoz ve öteki hayvanları gözlemleyerek ortaya atmıştır.
Yıllar yılı insanlar, köpeklerin evcilleştirilmelerinde çeşitli özellikleri seçerek istenen türleri elde etmede başarılı olmuşlardır. Bir takım özellikleri, girişimleriyle yabani türde geliştirilemeyecek biçimde ön plana geçirebilmişlerdir. İnsan da doğanın bir unsuru olduğuna göre, bulunduğu çevreyi değiştirebildiğine atfen, onun köpeği dışlamak yerine, ortama uymalarını, dünyaya intibak etmelerini temin etmeleri uygun bir hareket sayılır.

Kesin olan şu ki, çoğumuz dünyamızdaki kürklü hayvanların dostumuz olarak çoğalıp gelişmelerine fırsat vermişizdir. Yaşam tarzınız ne olursa olsun, size uyan bir köpek bulunur. Sağdaki tabloda seçkin köpek türleri üzerinde bilgi verilmiştir. Bu listedekilerin, dünyadaki tüm türleri temsil etmediği gerçekken, pek çok orijinal türün bunlardan kaynaklandığı söylenebilir. Pek çok köpek türü gösteri sınıfını temsil eder, günümüzdeki türler genellikle kendi amaçlarına yöneliktirler. Günümüzün Buldog köpeğini alalım, bunun atalarından farklı olmadığı, uzun bacakları ve burnuyla tipini yansıttığı ortadadır. Köpeklere ilerki yıllarda neler olabileceğini düşünmek ilginç olur. Gelişmeleri, köpek yetiştiricilerinden ve Kennel Kulüp denilen köpek kulüplerinden beklemek doğru olur. Bilinen iş köpeklerinin, giderek yerlerini “gösteri” amaçlı köpeklere terketmeleri gözlenebilir, ama yine de eskilerin tümüyle silineceklerini düşünmek doğru olmaz. Eski köpek türlerini özellikle doğuştan gelen hastalıkları bertaraf edilecek tarzda geleceğe intikal ettirmek düşünülmektedir.

Kaynak:        David Taylor, Köpek Bakımı, 19 Aralık 2008
Resimler:    flickr.com, tunnelsofdoom, simonsays

Bir Yorum Yazın